1.11.2010

Yalanın Keşfi

29. Ekim tatili sonrası pazartesi sendromu yaşıyorum yoğun şekilde. Saatler de kış uygulamasına geçilerek 1 saat geri alındı, yoğun sendromum katlandı. :)

Bool bol evde dinlenerek, kısa ama açık havada enerji arttırıcı yürüyüşler, yakın mesafe gezilerle geçirilmiş bir tatil sonrası insanın iş yerinde, masasının başında zımba gibi energizer tavşanı misali oturup çalışması gerekmez mi ?! Garip, benim başım masa sevivesinin üzerinde zorla, güç bela duruyor sanki. : /

Bu akşam iş çıkışında, yoga seansıyla bu kötü enerjinin hakkından gelip bertaraf etmeyi düşünüyorum. ;)

Yazdım ya bol bol evde vakit geçirdik. Yemek yaptık, scrabble oynadık, film izledik, kedişimle zıpladık, koşturduk..kalan zamanlardaysa arkadaşlarla kahve buluşmaları, ev ziyaretleri, kendi kendimize ise açık havada, sahilde yürüyüşler, küçük keşif gezileri yaptık. Tatilin bir günü aile ziyareti için Güzelbahçe tarafında, son günü de denize, güneşe doyalım diye Foça'da geçti.

Ev vakitlerinden birinde izlenen bir film hakkında bu yazının konusu; "Invention of Lying" yani "Yalanın Keşfi".

The Invention of Lying movie poster.jpg


Film 2009 tarihli, daha önce nasıl gözümüze ilişememiş anlamadım. Bence izlenesi, hatta izlensin, izletilsin diyeceğim bir film. :)

Düşünün ki dünya üzerinde hiç bir yerde kimsenin yalan denen kelimeden haberi yok. Bütün söyledikleriniz başka bir olasılık olamazmış gibi değişmez, şaşmaz gerçeklik olarak kabul görüyor. Konuyu açalım, şöyle ki; banka hesabınızda sadece 300 dolarınız var. Bankaya gidiyorsunuz gişedeki bayana 300 dolarınız değil 800 dolarınız olduğunu söylüyorsunuz. Gişe memuresi hesapları kontrol ediyor ve de aa ne görsün hesapta 300 dolar var. Ama yalan denen şey henüz ortada yok ve sizin dediğiniz tabii ki doğru ! Sistemin bir hata yapmış olduğunu söyleyip, sizden özürler dileyerek elinize hemen 800 doları tutuşturuyor. Daha ne isterim değil mi ! :)

Film hayatta her konuda başarısız bir karakterin, yalanı keşfederek bütün bu kötü gidişatı 180 derece döndürerek başkalaştırması etrafında sürüp gidiyor. Günlük hayat pratiklerinde başlayan değişim, sonunda ise aşk ve de mutlu sonla tamamlanıyor. Hem eğlenceli, hem de ilginç dipnotlar yakalanası, izlenesi bir film özetle.

Bu arada yalanın işlemediği tek yer aşk sahnesi ne yazık ki ! Zaten kahramanımız o kadar seviyor, o kadar aşık ki bir tek sevdiceğine yalanı reva göremiyor. :)

IMDB'yle benim notum nedense hiç benzerlik gösteremiyor ama, emin olun ben 10 üzerinden 6,5'dan fazlasını veririm. ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder