8.10.2009

NL architects: landmark mv2 - container tower

NL architects: landmark mv2 - container tower

Shared via AddThis

Gecikmeli bıdı bıdılar..



Sonbaharın genel geçer ( yani halkımız arasında ), yağmur mevsimi olarak kabul görmesi gibi, benim için de eşi, dostu evlendirme,nişanlama yani baş göz etme mevsimi oldu. :)

Özetle en kısa zamanda bilim adamlarımızın, kafamızın içinde düşünce yoluyla yazdıklarımızı anında sanal ortama geçiren, "düşünce faksı-belge geçeri" şeklinde bir icatla kamuyu rahatlatmalarını, ferahlatmalarını bekliyorum. :)

Aşırı sosyal hayat, ordan oraya koşuşturma, yetişme, gece hayatı, alkol,vs,vs,..,yani yoğun tempo yüzünden geçtiğimiz pazar'ın erken saatlerinde kalkma başarısını ıskalayarak yatağımda mışıl mışıııl günün 11'ine kadar uyuyup güzelim dalma fırsatını tepmek zorunda kaldım.

Ama kalkabilip gidebilseydim de bu sefer de muhtemelen dalış ağırlakları + kendi yorgun bünyemin katlanmış ağırlığıyla suyun dibinde batıp kalacaktım.

Allah korudu ne diyeyim. :P :)

Bu sebepledir ki ben de günün kalan kısmında kendimi yararlı işlere vakfetmeye karar verdim. Sevgili anneciğimin günlerdir kurulmasını beklediği ayakkabılığı kurmak gibi, sevgili misketimin (kedim=evimizin sultanı) yastığı - yorganı olarak beraberce koyun koyuna uyumak gibi,..biraz da komik fotolarım eşliğinde konuyu-komşuyu, bileni-bilmeyeni, tanıyanı-tanımayanı, tanıdığımı-tanımadığımı bilgilendirmek gibi;




İlk olarak yukarıdaki uçan fotomu facebook üzerinden yayınladığımdan beridir üzerimdekini "nereden aldığım" konusunda sorulara maruz kalıyorum. Hemen markanın fahri elçiliğini üstlenme görev ve sorumluluğunda hissettim kendimi. :)

http://www.boastudio.org/

Ürünlerine bakmanızı tavsiye ediyorum. Çok fazla çeşitleri yok belki, ama yüzde yüz organik pamuk. Sağlıklı giyinmek, gardrobunuzda orijinal ve de herkesin giydikleri dışında farklı üst başınız olması dileğindeyseniz bu linke tıklayın derim. Ben çooook sevdim, ve de kendimi kaybedip 1 tulum + 1 elbise + 1 bluz + annemin nasıl giyildiğini çözemediği, "içine ütü masası sığıyor haberin olsun" dediği 1 pantalon aldım.

Gelelim benim dalış macerama. Spontane 1 yıldız dalış eğitimine başladım. Denizle haşır neşir olmasını böyle seviyorken altına da bir göz atayım hep istiyordum  da bu kadar şaşkın birilerinin beni cup diye buna atacağını hiç düşünmemiştim. :)

5 deniz dalışı sonrası pratiği tamamlayıp 1 yıldız sertifikasını almaya hak kazanacağım ve de 3 yıldızlı bir refakatçiyle beraber açık denizde 18 mt dalış hakkını kazanacağım..ki zira iki kişinin toplamının 4 yıldız olması gerekiyor dalış yapabilmemiz için.

Diyorum ki; aranızda 3 yıldız olan biri var mı acaba ? :))))

Biraz da su altında haberleşme yolları hakkında ufak bilgi kırıntıları serpip noktalayacağım yazmayı.

İşaret dili diyorum. :) Önce dikkat çekmeniz gerekiyor tabiki; bunun  içinde gürültü yapmanız. Tüpünüze vurun dostlar, en pratik yol. Sonra da elinizi, kollunuzu sallayın. Havadan sonra, su en iyi iletken ses için, ama ve de amaa suyun altında ne yazık ki sesin hangi yönden geldiğini anlayabilmek mümkün değil.

Gürültü yaptınız. Dikkati çektiniz.

Sonra da şu işaretleri yapın: ;)

1)

 50 Bar havanız kaldığını gösteriyor. ( elinizi yumruk yapıııııın. )

2) 

Resimden de anladığınız üzere havanız bitti. Hadii hoppaaa yukarı, acele etmeden.

3)

Zamanıdır. Yukarı çıkıyoruz. :)

4)

ve de aşağı iniyoruz.

5)

Karadakiyle aynı; "üşüdüüüük..", malum suyun içi dışındaki gibi değil..su, vücudunuzdaki ısıyı çekiyor. Bu sebeple özel kıyafet giyiliyor. Şunu da öğrendim ki dalgıçların üşüdükleri zaman kıyafetlerinin içine işemeleri de şehir efsanesi değil, gerçekmiş. Herşey hayata tutunmak için. :))))

6)

Tabiki herşey yolundaysa da OK işaretiyle durumu onaylamanız gerekiyor. Umarım her zaman, her şey yolunda gider.


Ciddiyete dönersek deniz ve de dalma buradaki gibi gırgıra gelecek bir konu değil. İşaretler çok olmasa da öğrenilmesi gerekiyor. Dahası bu konuda eğitim vermeye yetkili bir kuruluştan gerekli teorik ve de pratik dersleri de almak şart. Sonrasındaysa uluslararası geçerli bir ehliyete sahip oluyorsunuz, ve de denizlerin güzelliklerinin, uymanız gereken kurallar çerçevesinde doya doyaaa tadını çıkarıyorsunuz.

Etrafımızdakiler yaşam adına yeterince ilham verici, ne dersiniz ?

Sadece farkında değiliz...ara ara kayboluyoruz.

Sabah 6'da ayakta olmanın verdiği uyanıklıkla gözümün önündekileri fark edebildim.

Kapı önünden ve de yol üzerinden bir iki görüntü sizlere;





Saat 07:00, yola henüz çıkmak üzereyim..arabanın içinde motoru ısıtıyorum. Yer Urla-Zeytinalan.





Çeşme otobanı, gişeler çıkışı, saat 07:30 civarı.