26.09.2012

Roma'da Aşk, Roma'yla Aşk ! / 2

Aradaki boşlukları doldurmak bakalım nasıl mümkün olacak ? Açıkcası hiçbir fikrim yok! :))

8-9 ayda bir yazı yayınlamak sanırım blogger'lığın özüne ters ama bu işi yapabilmek için de mutlaka şevkinizi hep diri tutabilmek gerekli. İşte benim o şevki diri tutabilmek adına birazcık kabuğuma çekilip kendimi dinlemeye ihtiyacım varmış sanırım. Napalım önümüzdeki maçlara bakacağız, geçmişe takılıp kalmak yok! ;)


Şimdi üzerinden sene geçti ama, yarım bırakmak beni daha fazla deli edip çileden çıkaracağı için, ne kadar güncelliğini kaybetse de, italya yazısını hatırlayabildiğim kadarıyla toparlayıp bir kenara koymak istiyorum. İşte bu noktada da takip edip, ziyaret edenlerin, benden artık umudu kesmiş olanların ancak affına sığınabiliyorum.


Hadi bakalım yola devam ! Bir varmış, bir yokmuuuşşş... :)


Roma'daki ilk gecenin ardından, ertesi sabah güne, erken saatlerde Roma'da kısa bir şehir turuyla başlıyoruz. Dedim dedim hep bunu dedim ve de aylar sonrasında da hala diyorum Roma'ya 1 hafta bile az ki 1 gün ne yazık ki dişinizin kavuğunu bile doldurmaz.


Panaroma turundan aklımda kalanlar, ne yazık ki görmek isteyip göremediğim, içimin cızladığı resimlerle dolu.


Karakallas Hamamları - Baths of Caracalla 
Vittorio Emanuele II Abidesi veya Altare della Patria (Ulusun Mihrabı) ya da Il Vittoriano


Panaromik şehir turunun ardından ilk durak" Kolezyum - Colosseum" oluyor. Flavianus Amfitiyatro olarak da bilinen Kolezyum aslında bir arena. Usta bir komutan olan Vespasianus tarafından M.Ö. 72 yılında yapımına başlanmış ve M.S. 80 yılında kardeşi Titus döneminde tamamlanmış. Kolezyum 2007 yılında Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiş. Roma Forum'unun doğusunda yer alan Kolezyum'un mimarisi 55.000 izleyicinin kolay geçişine olanak sağlayan 80 kemerli kapısıyla dikkat çekiyor. Kolezyum plan olarak 188m uzunlukta, 156m genişlikte büyük bir elips şeklinde. Bugün Kolezyum depremde zarar görmüş olmasına ve de şehirdeki diğer yapılar için taş kaynağı olarak kullanılmasına rağmen, Roma'nın simgesi olarak görülmekte.  Daha fazla bilgi için bakınız; http://www.rome.info/colosseum/ ;)

Bu ufak tefek mimari ve tarihi bilgilerin yanında gelelim günümüz pratik bilgilerine Kolezyum'a tur olarak sadece şöyle dışarıdan bakabildik. Açıkcası ben girmeyi çok arzu ediyordum, belki biraz mesleki hastalıktan kaynaklı. Ancak Roma'da sadece bir günümüzün olması, önündeki uzuuuun kuyruk, şehire olan merakım beni bu isteğimi bir başka ziyarete ertelemeye sevk etti. :) Birçok kimse Kolezyum'un içine girmeyi gereksiz olarak görebilir, ki 15.50 euro'luk giriş ücretini, girdiğinizde sadece taş göreceğinizi düşündüğünüzde bu kulağa mantıklı da gelebilir. Ben, Dünya Harikaları'ndan biri olarak kabul edilen böyle ihtişamlı bir mimari yapının, mimari öğelerini bütün çıplaklığıyla görebilme fırsatını, dibine kadar gitmişken kaçırmanın büyük bir kayıp olduğunu düşünüyorum. Bir sonraki Roma seyahatinde yapılacaklar listesine ekliyorum boynu bükük. 


Ufak bir öneri eğer şehirde birkaç gün kalacaksanız ve de bu uzun kuyruklardan kurtulmak istiyorsanız, Roma Pass'in sayfasını ziyaret edip, bu kartı nasıl edinebileceğinizi öğrenebilirsiniz. Bu kartla ilk ziyaret edeceğiniz 2 müze ya da arkeolojik yere ücretsiz giriş hakkı kazanıyorsunuz. Daha sonraki müze ve tarihi yerlere ziyaretlerinizde de ayrıcalıklı ve indirimli bilet hakkınız var. En iyi yanı da Roma'da geçireceğiniz 3. günün gece yarısına kadar toplu taşıma olanaklarından ücretsiz yararlanabilmeniz. Ben siteye bir göz atıp gezi planınızı ona göre yapın derim. ;)

Kolezyum'dan sonraki durak İspanyol Merdivenleri. Burası İtalyanca Scalinata della Trinita dei Monti olarak bilinen Piazza di Spagna, yani Spagna Meydan'ıyla Piazza Trinita dei Monti - Trinitia dei Monti Meydanı'nı bağlayan Avrupa'nın en geniş merdivenleri. Merdivenlere ulaştığınız zaman binaların arasında iki meydanı birbirine bağlayan, heykelsi 138 basamakla karşılaşıyorsunuz. 

Yürüyüşe başladığımız nokta
   
İspanyol Merdivenleri'ne doğru.


Biz erken öğle saatlerinde İspanyol Merdivenleri'ne ulaştık. Günün sıcak saatlerinden ziyade akşamının keyifli olacağı, yaşayan bir yer bu merdivenler. Hava karardıktan sonra merdivenlerde müzik yapan, içkilerini içen, keyif yapan gruplarla karışabiliyorsunuz. Özetle burası uğranmazsa olmaz yerlerden bir tanesi, Roma'da yapılacaklar listenize ekleyin derim. :)



Fontana della Barcaccia - Eski Gemi Çeşmesi'ni arkanıza alıp tam karşıdaki dar sokağa, Via Condotti'ye girerseniz lüks dünyasının kapılarını da aralamış olursunuz. Bu sokak magazin ve moda dergilerinden tanıyıp bildiğimiz, bütün o meşhur markaları bulabileceğiniz yer. :)


  



İspanyol Merdivenleri'ne giderseniz ve de oradan da Via Condotti'ye geçerseniz, sokağın hemen başlarındaki Kafe Greco'ya uğrayın. Burası oldukça eski ve de tanınmış kafelerden biri. Kafe Greco'da mutlaka bir tiramisu molası vermeli. İtalya'da birçok restaurant ve kafede kişi başı, oturma ücreti vermeniz gerekiyor. Her yerin kendi belirlediği bir oturma parası var. Kafe Greco'da oturmadan önce mutlaka bu ücreti sormanızı öneririm ki, hesap geldiğinde şaşırıp kalmayın. Ayakta 1 tiramisu + 1 kapuçino (cappuccino) için yaklaşık 5 euro ödediğimizi hatırlıyorum. Hiç fena değil ne dersiniz ?! ;)




                                    Tiramisu                                   Kapuçino ( Cappuccino)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder