Kocamaaan, dolu dolu 1 haftalık tatilimizi tamamlayıp döndük kürkçü dükkanına çaresiz. :)
Hala daha İzmir havasına, iş hayatı meşguliyetine alışmaya çalışıyorum; adaptasyon dönemindeyim özetle bilginize !
Yaz yaz biter mi bilmem, ama bana kalan anıların içimdeki yeri baki. Tam bir gezip görme, keşfetme, doya doya tadını çıkarma zamanı oldu bizim için. Attığımız her adım, yaşadığımız her saniye güzel bir yer bıraktı aklımızda, belleklerimizde.

Klasik bir menüsü var Çınar'ın; en önden çayınız, çayınız soğumasın diye mangaldan sıcak közünüz ve de ardından odun ateşinden çıkma sıcak ekmeğiniz geliyor. Herkesin bir görevi olmalı çünkü ekmekçi çocukla, yumurtacı çocuk ayrı, ama değişmez olan her masanıza uğrayanın size önce "Günaydın.Hoşgeldiniz." demesi. :)
Ekmeğinizin soğumasına fırsat tanınmadan masanın üzeri doluveriyor. Lor ve ceviz, peyniz tabağı, köy tereyağı, petek bal, dometes, salatalık, zeytinler, orada yetişen çileklerden yapılmış reçel ve de siparişinize göre yumurtanız..ha bir de bu menüye dahil çiğ börek var sıcacık gelen..ister güzelce mideye indirin, isterseniz bakarak doyun ! :)
Biz doya doya yiyerek kendimizi mutlu etmeyi tercih ettik.
Belki bu kahvaltıyı yaşadığınız şehrin sınırları içerisinde de bulmak mümkündür. Ama böyle bir keyfi yeşilliklerin içine bu şekilde özenle serpiştirilmiş masalardan birinde, ayaklarınızın dibinde akan suyun serinliğinde, etrafınızda gezinip duran civciv, tavuk ve ördekleri seyrederek, bir yandan da onları da besleyerek yapmanız sanırım apayrı.
Çınar, tatile başlarken güzel bir mola noktası, yolun tadını tuzunu arttıran bir durak olabilir. Bence tatili tatil yapan sanırım bu detaylar. ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder